2021 yılı, mal ve hizmetlerini kredili satışla yapan şirketler için yüksek riskli bir yıl olacak gibi görünüyor. Devlet yardım mekanizmalarının aşamalı olarak geri çekilmeye başlamasının ardından, iflas oranlarının eski ortalamalarına geri dönmesiyle beraber tüm işletmeler, geri ödeme koşullarını kısaltmaya, kredi limitlerini azaltmaya ve kime alacak hesabı açacaklarına dair daha seçici olma eğiliminde olacak. Ancak burada ortaya çıkan tehlike, aşırı tedbir almanın şirketlerin zaten zor olan bir pazarda rekabet etme kabiliyetini azaltması. Peki işletmeler kendilerini önemli oranda bir riske maruz bırakmadan, kredili satışlarını en üst düzeye çıkarma dengesini nasıl sağlayacak?
Domino Etkisi serimizin ilk iki makalesinde, Covid-19 kaynaklı iflasların domino etkilerini ve tedarik zincirlerinde iflas risklerinin nasıl tespit edebileceğini anlattık. Şimdi de şirketlerin, domino etkilerinden korunmaları ve tedarik zinciri yönetimlerini iyileştirebilmeleri için atabileceği 8 adımdan bahsedeceğiz.
İflastan korunmak söz konusu olduğunda, ticaret yaptığınız yer, kiminle ticaret yaptığınız kadar önemli olabilir. Müşterilerinizin bulunduğu yer ve faaliyet gösterdiği pazarlara yönelik risk değerlendirmesi yaparak tedarik zincirlerinizi koruyabilirsiniz. Tedarik zinciri yönetimini iyileştirmek, atılması gereken belli bir adımdır. Bu adım, tedarik zincirlerinizi, tek bir alanda yoğunlaşmayacak ve salgından en çok etkilenen bölgelere aşırı bağımlı kalmayacak şekilde çeşitlendirmekten geçiyor.
Çin pazarına büyük ölçüde bağımlı olan şirketler bunu Covid-19 salgınının ilk aşamasında deneyimledi. Ülkenin karantina önlemleri çerçevesinde kapanması, bu şirketlere ciddi zorluklar yaşattı. Daha öncesinde, 2011 yılında Japonya’da yaşanan tsunami de ticaret ağlarında çeşitliliğe gitmenin önemini ortaya koymuştu. Bu felaket, yarı iletken tedarik zincirlerini alt üst etmiş ve sektörde iflasların tetiklediği bir domino etkisi yaratmıştı. 2021 yılı ulusal ve bölgesel iflas tahminlerine ilişkin daha fazla bilgi için bakınız: Aşı Ekonomisi raporumuz.
İşletmenizi belirli müşterilere veya tedarikçilere bağımlı kılmak da değerlendirmeniz gereken önemli bir risk. Konu hakkında daha fazla bilgi için İflas riski: Covid-19 domino etkisini anlamak makalemize göz atın.
Etkili ödeme koşullarını sağlamak hassas bir dengeyi korumayı gerektirir. Ödeme vadeleriniz çok uzarsa riskiniz artar, ödeme vadelerinizi çok kısaltmak isterseniz rekabet gücünüzden ödün vermek zorunda kalırsınız. Ücretsiz çevrimiçi aracımız Alacaklarınıza Dikkat Edin ile, ödeme koşullarınızı farklı ülkelerdeki ve sektörlerdeki trendlerle hızlı ve etkili bir şekilde karşılaştırabilir, böylece mükemmel dengeyi bulabilirsiniz. Bu araç, zaman, ülkeler ve sektörler bazında, Alacak Vadeleri(AV’ler), geciken ödemeler ve iflas risklerine dair önemli bilgileri görselleştirmenize de yardım eder.
İflasların normal artış ortalamalarına dönmesiyle karşı karşıya kalma ihtimalinize karşı, sözleşmelerinizin olası kayıpları olabildiğince sınırlandırdığından emin olmalısınız. Bu, bir tedarikçi olarak, tüm müşteri ödemeleri tam olarak yerine getirilinceye kadar mallarınızın mülkiyetini yasal olarak korumanızı sağlayan sözleşme hükümlerini, sözleşmelerinize eklemeyi de içerir. Bunun etkili olabilmesi için işletmeler, müşterilerinde olan ve henüz ödenmeleri tamamlanmamış tüm stokların tam bir envanterini düzenli olarak tutmalı ve denetlemelidir.
Ticari alacaklarınız için bir üst limit belirlemek, finansal riskinizi sınırlandırmak ve iflas riskine karşı korumanızı artırmak için etkili bir yoldur. Kredi limiti belirlemek için en çok kullanılan bazı yöntemler şunlardır:
• Müşterinize açacağınız hesabın limitini, onun net değerinin (yükümlülüklerinden varlıklarını çıkararak) bir yüzdesine sabitlemek. Bu oran genellikle yaklaşık %10 olarak alınır.
• Müşterinizin eski ticari referanslarını (genellikle kredi raporlarında bulunabilir) kullanarak kredi geçmişinden bir medyan değer seçmek.
• Müşterinizin gerçek ihtiyaçlarını tahmin etmek ve açık hesabını ona göre sınırlandırmak.
Bununla birlikte atmanız gereken ilk adım, eğer varsa, ticari alacak sigortacınızla konuşmak olmalıdır. Sigorta şirketiniz kredi limitlerinizi doğru seviyede belirlemeniz için kendi özel risk verilerinden yararlanacaktır. Böylece rekabet gücünüzü artırırken risklerinizi de en aza indirmeniz mümkün olur. Diğer bir strateji de, ödeme temerrüdü gibi acil durumlarda kullanmak üzere her zaman belli bir miktar nakit birikimine sahip olmaktır.
Ticari alacak sigortası şirketleri sadece size şüpheli alacak durumları için güvence sunmaktan ibaret değildir. Euler Hermes gibi pazar lideri sigortacılar, borç tahsilatı ve tazminat konusunda da uzmandır. Borçlular ve onların hukuk ekipleriyle, hangi ülkede veya yargı bölgesinde faaliyet gösterirlerse göstersin, etkili ve sürekli bir diyalog sürdürmek için gereken beceri ve deneyime sahiptirler. Ayrıca, sigortacılar işletmelerin, sürekli değişen risk ortamı hakkında kapsamlı bilgilere erişimesini sağlayabilir. Örneğin, Euler Hermes, sahip olduğu bilgi ağı ile küresel GSYİH’in yüzde 92’sini temsil eden pazarlarda faaliyet gösteren küçük, orta ve çok uluslu şirketlerin kurumsal ödeme gücünde günlük değişimleri takip ve analiz etmektedir.
Müşteri iflasına tepki verme hızı çok önemlidir. İdeal senaryo, müşteri iflas etmeden önce bunun işaretlerini yakalamayı ve ona göre hazırlık yapmayı gerektirir. Ancak bu artık mümkün değilse, ikinci en iyi seçenek, alacaklılar listesinin en başında yer almaktır. Deneyimlerimiz bize; en iyi içgörüye sahip, iflas süreçlerini en iyi bilen ve en hızlı tepkiyi verebilen işletmelerin, alacaklarının büyük bir kısmını kurtarabildiğini gösteriyor. Ancak, pek çok şirket bu kaynaklara sahip değil. Bu nedenle, ödemeleri kurtarmanın stresini omzunuzdan alacak iyi bir ticari alacak sigortası şirketiyle çalışmak çok mantıklıdır. Ödeme alamadığınız durumlarda onlar sizin adınıza durumu araştırır ve poliçe şartları karşılandığında sigortalı miktar için sizi tazmin eder.
Covid-19 domino etkisinin, işletmelerin şu ana kadar yaşadığı herhangi bir iflas zinciri reaksiyonundan farklı olma ihtimali var. Analizimiz, 70 ülkedeki 126 sektörün risk derecelendirmelerinde artış öngörüyor.
Diğer yandan, önceki tarihi finansal krizlerden farklı olarak CEO ve CFO’lar bu sefer önceden uyarıldı ve ellerine yukarıda saydığımız adımları atmak da dahil birçok önlem alabilmek için benzeri görülmemiş bir fırsat verildi. Bu fırsat diliminde; Covid’e duyarlı müşterilerini belirleyebilir, tedarik zincirlerinin yönetimlerini iyileştirebilir ve ilk domino taşları devrilmeye başlamadan önce iflasa ilişkin risklerden kendilerini koruyabilirler.
Haberin Ana Kaynağı;
https://www.eulerhermes.com/tr_TR/cmpgs/iflas-riski-ve-covid-19-domino-etkisi-ekitabi/covid-19-iflastan-korunmak-icin-8-adim.html